16 Mart 2014 Pazar

Montessori ve Klasik okullar arasındaki fark.




Montessori okullarını ve klasik okulları güzel bir dille karşılaştıran bu videoyu çevirdik.Çoğu zaman sistemin bir parçası olmaktan şikayet ettik ama anne olup bunları bile bile içinde olmak zorunda kalmaya lanet ettik.Umutlarımız var.Montessori felsefesini benimsesekte, yetiştiğimiz şartlar ve bulunduğumuz ortamları da göz önünde bulundurarak takıntı halinde yaklaşmamızın daha doğru olacağını anladık.Ancak çocuklarımızın kendilerine daha öz güvenli, daha özgür, kendi kendine yetebilecek bireyler olabilmesi adına elimizden geleni yapmaktan da vazgeçmedik..Bir gün bu yanlış taa temelden düzelir umudu hep içimizde;Umarım okul öncesi eğitime gereken özen gösterilir;Montessori dediğimizde alaycı gözler,bu ne yapıyor gereksiz işler şeklindeki ifadelerden uzak evlatlarımızın büyüyeceği yarınlarımız olur...







Bu video kasik okul derken yurtdışındaki klasik okullar ve montessori okullarını kıyaslıyor.


Videonun çevirisi aşağıdaki gibidir,



      3 çocuğumda Montessori okulunda okudular.Kısa zaman önce bir aile dostumuzun zeki,aktif,meraklı ve parlak çocuğu da Montessori okulunda okumuş ancak ailesinin iş hayatındaki aksaklıklar ve hayat şartları nedeniyle normal bir okulda okumaya başlamıştı.Annesi her gün onu yeni okulun servis durağından alırken,bir şeylerin gün ve gün değiştiğinin farkına vardı.Bunu şöyle ifade etti: “ Onun gözlerindeki ışığın yavaş yavaş söndüğüne şahit oluyorum.İçindeki öğrenme ateşi sanki sönüp gitti.”

            Bütün bunları söylerken çocuğun notlarından bahsetmiyordu.Daha çok öğretmen kalitesinden,sınıf mevcutlarından,müfredat dışı etkinliklerden şikayetçiydi.Artık çocuğun ülkemizin Çin ile nasıl rekabet edeceğinden ya da gayrisafi milli hasılanın nasıl artabileceğinden bahsetmediğinin farkına varmıştı.Çocuğun içindeki ateşin söndüğünden yakınıyordu.
            Bana göre içimizdeki öğrenme ve gelişme ateşini korumanın yolu, Montessori okulları ile klasik okullar arasındaki temel farklılıkların farkına varma da yatıyor.
Klasik okullar,çocuğun öğrenmesi için teşvik edilmesi gerektiğinden yanalar.Yıldızlar,5ler,Aferinler,gülen yüzler falan filan…Eğer buna cevap vermezlerse bir cezalandırma mekanizması ile yüz yüze gelmek zorunda kalırlar.Kötü notlar,müdürün odasına gitmek vs.
Montessori okullarında bunun tam tersi savunulur.Çocuklar burada öğrenmeye zorlanamazlar.Çünkü çocukların doğası zaten öğrenme üzerine kuruludur.Ana okulu çağına gelmemiş çocuklara bir bakın her şeye dokunma ihtiyacı hissederler,alırlar,incelerler ve hatta tadına bakarlar..İşte hayatlarının bu ilk sınıfında çocuklar yürümekten,yüzmekten,sayı saymaktan,bisiklete binmekten,hikaye okumaktan,yalan söylemekten ve hatta bazıları oturmadan önce ayağa kalkmayı öğrenirler.Bu enerjik başarılı ve atılgan 6 yaş çocukları daha sonra sürekli
_ Hocam bundan not alacak mıyız? Ya da
_ Hocam bu yazılıda çıkacak mı? Diye saçma sapan sorular soran 12 yaş çocukları olup çıkıyorlar.
Çocukların 6 yaşında sahip oldukları bu ateş kendiliğinden sönmüyor.Onun üzerine bir kova suyu biz döküyoruz.
Montessori okulları ise kendi kendine ,kendi hızında,işbirlikçi,eğlenceli,merak uyandırıcı öğrenme sağlayarak bu ateşi körükler.Çocukların birbirine yakın düşünmesi değil,farklı düşünmelerini sağlarlar.Bu okullarda anahtar kelime standartizasyon(basmakalıp) değil,yenilikçiliktir. Montessori okulları bütün bunları not,ödev ya da yazılı almadan gerçekleştirir.Nasıl mı? Varolan birçok nedenden 2 si şunlardır :
1.     Karışık yaş gruplarını içeren sınıflar.Montessori okullarında öğrenciler arasında 3 yaş farkı vardır.Bunlar 3-6 yaş grubu,6-9 yaş grubu,9-12 yaş grubu ve 12-15 yaş grubu.Aralarındaki bu yaş farkı yaşça büyük öğrencilerin lider konumuna gelmesini sağlar.Küçük öğrencilerde kendilerinden yaşça büyük öğrencilerle işbirliği yapabilme deneyimini kazanırlar.Öğretmen tahtanın önünde durup aynı yaştaki öğrenciye aynı bilgiyi vermez,onun yerine sınıfta dolaşarak öğrencilerle birlikte çalışır.Sınıfta bire bir ya da küçük gruplar oluşturur.Farklı yaş sınıflarında bir öğrenci toplama işlemini öğrenirken,yanındaki öğrenci çarpma işlemi ile meşgul olabilir.Her bir öğrenci daha önce ne öğrendiğini ve ileride ne öğreneceği bilincine sahip olmakla kalmaz aynı zamanda ne öğrendiklerinin nasıl öğrendiklerinin ve bütün bu öğrendiklerinin ne işe yarayacağı konusunda da bilgi sahibi olurlar.
2.     Öğrenme kavramına genel bir bilinç oluşturan bu çocuklar kendi öğrenme süreçlerini sahiplenirler.Bunu da doğal öğrenme isteklerini güdüleyerek sağlarlar.Buda bizi 2.sebebimize yönlendirir.
Montessori okulları demiri tavında döverler.Öğrencinin bir konu üzerine ilgisi sıcakken onu öğrenmesine izin verirler.
            Bir keresinde bir montessori okulu öğretmeni bana ilginç bir olay anlatmıştı.8 yaşında virgüllü bölmeyle ilgilenen bir kız çocuğu,öğretmeni birkaç örnek gösterdikten sonra,çocuğun kendi bölme işlemlerini çözdüğünü görmüş.Fakat bölme işlemini bitirdikten sonra bölünen rakama bir basama daha ekleyip bölme işlemine devam ediyormuş.Önce onlar,yüzler,binler,on binler,yüzbinler,milyarlar,trilyonlar…Çocuk bölme işlemini yaparken sayfanın altına vardığında öğretmeni daha çok sayfa getirerek yaptığı bölme işlemine devam etmesini sağlamış.Aradan saatler geçtikten sonra ortadan birbirine bantlanmış o kadar kağıt varmış ki öğretmeni ilk kağıdı tavana astığında son kağıt yere değiyormuş.
            Montessori öğrencileri ilgi alanlarının peşinde koşarlar.Kendi arzuları onları nereye ne kadar hızlı götürürlerse oraya giderler,diğer öğrencilerin ne öğrendikleri onları ilgilendirmez.Bu yukarıda bahsettiğimiz çocuğun ileri de hesaplama ile ilgili herhangi bir öğrenme sorunu yaşayabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Bu kız o konudaki öğrenme olayını çoktan bitirmiştir.Annesi onu okuldan alırken çocuğun gözündeki ışığı hayal edebiliyor musunuz? Bence Montessori metodu çocuk eğitimindeki bağımsızlığı,sorumluluğu,öz disiplini,liderliği,insiyatif kullanmayı,entelektüelliği ve yaşam boyu öğrenmeyi eğlenceli ve etkili şekilde öğreten karşılaştığım en iyi okul sistemidir.


            Bütün bu söylediklerimi kendi gözleriniz ile görmeniz için bir montessori sınıfını ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim.Sınıfta 30 dakika bir köşede oturun,çocukların gözlerindeki ışığa bir bakın.Ne demek istediğimi anlayacaksınız. ;)

Bu eğitime gönül vermiş biz annelerin çocukları ile yaptığı etkinlik sayfamıza göz atmanızı rica ederiz.MONTESSORİ İLE ÖĞRENİYORUM



Hazırlayanlar: Bahar Haznedar Şengül
                        Olcay Burcu Akkuş
                        Özlem Büyükispir
                       
 

4 yorum:

  1. Evet gercekten de cok guzel ama Turkiyede malesef yeterli sayida ve heryerde boyle okullar yok.Birde maddi imkana da bagli bu okullara gondemek.İnsAllah hicbir cocugun gozundeki isik sonmez.bu milli egitimle zor bu is ama....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. maalesef sevgi hanım,keşke türkiyede de bu tür okullar artsa.

      Sil
  2. Canim emeginize saglik, cok guzel bir paylasim olmus. Izninizle sayfam da link vererek paylasmak isterim.

    YanıtlaSil