Oyun, oyun değildir.Yetişkinler,
çocukları oyun oynarlarken gördüğünde, çocukların oyun
oynadıklarını sansalar da, çocuklar için oyun, oyun değildir.
Oyun, çocuğun dünyasında büyülü bir masal ülkesidir…. ki
orada sizin tanımadığınız çocuğunuzun birçok arkadaşı,
sizin göremediğiniz eşyaları, sesini duyamadığınız birçok
şarkıları vardır…Ve oyun, çocuk için bazen sığınılacak
bir liman, bazen öğrendiklerini uygulayacağı bir deneme yanılma
tahtası ve bazen de kendisini en rahat hissettiği gizemli
dünyasıdır…“Hadi git biraz oyna”Birçok anne baba, günlük
işlerini daha rahat halledebilmek için çocuklarını oyuna teşvik
etseler de, oyunun anlamı çocuk için “Hadi git biraz oyun oyna”
emrinin karşılığı asla değildir. Oyun, konsantre olmayı
gerektirir.
Oyun, çocuk ile oyunun ruhunun bütünleşmesini gerektirir. Oyunda çocuk kendine ait bir dünya oluşturur/hayal eder… elindeki arabası… o arabasının küçücük tekerleri… sizin göremediğiniz ama onun görüp konuştuğu arabanın içinde oturan yolcuları… arabasının yolları ve yolların kenarında yanan trafik lambaları… kırmızı ışıkta bekleyen yayaları, çocuğun dünyasında oyun sırasında harekete geçen sihirli kahramanlardır.Oyalamak mı, oynamak mı?Birçok anne baba, çocukları ile “oyun oynar gibi” yaparak çocukları ile oyun oynamaktalar.
Halbuki bir çocuğun hiç tahammül edemeyeceği şey, kendisi ile oyun oynar gibi oyun oynayan kişilerin varlığıdır. Çocuk, kendi hayal gücü ölçüsünde oyun oynadığı bölgeyi tamamen kontrol altına alır. Çocuğun o anda elinde tutuğu sadece küçük bir bebek olsa da, (kim bilir) o bebeğin görünmeyen annesi markete gitmiş onun için süt alıyordur ve yine (kim bilir) o küçük bebeğin başı ağrıyordur da doktora gitmesi gerektiği için babası beklenmektedir…
Çocuğun oynadığı oyun esnasında işte tüm bu gerçekler bilinmeden, çocuğun hayal dünyası kavranmadan, çocukla oyun oynamaya kalkmak, çocuk açısından sıkıntıdan başka bir şey oluşturmaz. Her ne kadar anne baba kendilerini kandırmak için, “Bak seninle bir saattir oyun oynuyorum” deseler de, çocuk için böylesi geçen bir saat oyun değil, “oyalamak”tır.Çocukla oyun oynamak beceri isterTüm bu gerçeklerden yola çıkarak baktığımızda diyebiliriz ki, oyun, “Çocuğun fantezi dünyasına girip, onun dünyasındaki gizli kahramanlar ile tanışmak ve onun hayal dünyasındaki kuralları öğrenerek, o kurallara tabi olmaktır.” Yoksa, çocuğun yanında bulunup, onun arabalarından birini alıp, masanın üzerinde “düüt düüt” diyerek araba sürmek çocukla oyun oynamak anlamına gelmez.
Çocukla oyun oynamanın ilk ve temel şartı, çocuğun sizi oyun oynayabilecek “kabiliyette” bulması ve sizi kendi hayal dünyasına “kabul etmesi” ile başlar. Çocuk, kurallarını kendisinin koyduğu, kahramanlarını kendisinin oluşturduğu bu özel dünyaya herkesi hemencecik kabul etmez, bu kendi anne babası da olsa…Çocuk oynadığı oyunun hükmedicisidirHer ne kadar siz çocuğun dünyasına girmiş olmaya hak kazansanız ve o liyakatle çocuğun yanında bulunuyor olsanız da, çocukla oynamanın püf noktasını ihlal ederseniz, çocuk, sizi anında o masal dünyasındaki özel bölgeden dışarı atar. Oyunun bu püf noktası, “Her çocuk kendi oyununun hükmedicisidir” kuralıdır. Siz her ne kadar anne de olsanız, baba da olsanız, anneliğiniz ve babalığınız kendi evinizin içinde geçerlidir.
Çocuğun fantezi dünyasında annelik ve babalık hükümsüzdür… orada hüküm ve kurallar çocuğa aittir. Çocukla oynamayı kabul etti iseniz, kuralları siz koymamalı, çocuğun kurallarına uymalısınız. Küçük oyuncak arabalarınızı masanın üzerinde yavaş yavaş sürerken, birden çocuğun durduğunu gördüğünüzde, kırmızı ışığın yandığını unutmamalısınız… sakın ola ki kırmızı ışık nerede diye sormayın, çocuk böylesi bir soru karşısında hayal kırıklığına uğrar…
Oyun amaçsızdırÇocuk oyuna başladığında, bir amacı yoktur… daha önce yazılmış bir senaryosu da yoktur… her şey o anda gelişir… bu durum çocuğun bir yandan hayal dünyasını olağanüstü hızla geliştirirken, diğer yandan çocuğun sorunları çözme kapasitesini de artırır. Oyun sırasında hiç beklenmedik bir sorunla karşılaşan çocuk, anlık bir karar verme ile (kendince) o sorunu çözebilme kabiliyetini de elde eder. Örneğin, küçücük araba ile hız yapan bir çocuğu durduran (hayali) trafik polisi, “Neden hız yapıyorsun” diye sorduğunda çocuğun vereceği her bir alternatif cevap, çocuğun analitik düşünme gücünün artmasına da neden olacaktır.
Oyuncak, modaya değil, çocuğa uygun olmalıdırTeknolojinin baş döndürücü gelişimi, anne babayı oyuncak seçiminde de başını döndürmektedir. Anne babalar, çoğu defa, çocuklarına oyuncak seçerken çocuğun ihtiyaçlarına göre değil, teknolojinin (bilinçaltı reklamların) büyüsü ile oyuncak tercihi yapmaktadırlar. Yada, anne babalar, kendi çocukluk yıllarında içlerinde kalan özlemlerini kendi çocuklarına aldıkları oyuncak ve hediyelerle gidermeye çalışmaktadırlar. Her iki durumda da, çocuğa uygun oyuncak değil, oyuncağa uygun çocuk yetiştirme gayreti dikkat çekmektedir.
Çocuğun zihinsel gelişimi, motorik (fizyolojik) ve duygusal gelişimini destekleyecek oyuncaklar ne yazık ki oyuncak magmalarında hiç dikkat çekmeyen yerlerde boynu bükük beklemektedir. Öyle ise, bu yazımızla birlikte hangi yaştaki çocuğun hangi oyuncak türüne ihtiyaç duyduğu ile ilgili bilileri de vererek bir sonraki yazımıza kadar müsaadenizi isteyelim…Altı aylıktan küçük bir çocukBu kategorideki bebeklere tercih edilecek oyuncaklar, çocuğun zihinsel ve motorik gelişimini hızlandıracak özellikler taşımalıdır. 6 aydan küçük çocuklar, renk, ışık ve ses veren oyuncaklarla, beş duyu organına daha çok sinyal akışı sağlanabilir.
Bu dönemde kendiliğinden hareket eden, ses ve ışık veren oyuncaklar tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra, çocuğun elini uzattığında tutabileceği (ancak ağzına tek parça olarak alamayacağı) ve kimyasal boyası bulunmayan, farklı sertlikteki oyuncaklar tercih edilerek, çocuğun dokunma ve hissetme kabiliyetini artırmayı hedef edinmelidir.İki yaşına kadarBütünü parçalara ayırmak, kutuyu doldurup boşaltmak, basit kule, köprü bina yapılabilecek yap boz oyunları çocukların zihinsel ve motorik gelişimine katkı sağlayacaktır. Yine bu yaşta, kendiliğinden hareket eden, ses ve ışık veren oyuncaklar tercih edilebilir.
Üç yaşından sonraÜç tekerlekli bisiklet çocuğun bacak kasalarının gelişimine, dikkatini bir noktada toparlamasına ve bütün vücudunu uyum içinde kullanmasına katkı sağlayacağından dolayı özellikle tercih edilmelidir. Bununla birlikte, çocuk tahta blokları kullanarak birbirinden ayrı parçalardan bir bütün oluşturmaktan büyük keyif alır. Böylesi oyunlar, çocuğun zihinsel gelişimine katkı sağladığı gibi fantezi dünyasının derinleşmesine de pozitif tesir oluşturur.
Ayrıca, kum, oyun hamuru gibi üzerinde şekil verebileceği, el becerisini kullanabileceği oyunlar da bu yaş grubu için ideal oyun gereçleri olabilir.3 – 5 yaş arasıBu yaş grubu çocuklar için, fantezi ve keşfetmeye (evcilik oyunu, okulculuk oyunları ile bebekler, mutfak ve doktorculuk oyunları), dil gelişimine destek veren oyunlar/oyuncaklar, (renkli tuşları olan piyano, müzik ve öykü kasetleri ile kuklalar gibi) ve aritmetiğe hazırlamaya yol açan oyunlar/oyuncaklar, (resim ve sayı eşleme oyunları; domino, kızma birader, takva yarışı ve sayı kartları) tercih edilebilir.
Özellikle sekiz yaşına kadar olan çocuklar oyuncak seçiminde yeterince bilinçli davranamaz ve nasıl bir oyuncağa ihtiyaç duyduğunu kavrayamazlar. Kimi zaman renklerin cazibesi, kimi zaman ses ve ışığın cazibesi çocuğu yanlış tercihe sürükleyebilir.
Sekiz yaşına kadar olan çocukların oyuncak seçiminde çocuğa sınırsız tercih imkanı sunmak yerine, anne babanın çocuğun gelişim sürecini göz önünde bulundurarak, bilinçli sınırlandırılmış oyuncak alternatiflerini çocuğa sunulmalıdır.6-8 yaşları arasındaSosyal gelişim sürecinde bulunan bu yaş grubu çocuklar için, grup halinde oynayabilecekleri oyunlar tercih edilmeli, çocuğun işbirliği kapasitesinin artışı gözlemlemelidir, (sessiz sinema, isim-eşya-bitki-hayvan, bulmaca, top oyunları –örneğin yakan top- seksek, dama, minyatür arabalar), zihinsel beceriler ve algılama becerilerini artıran oyunlar ve oyuncaklar, (minyatür maketler, yap-boz oyunları) ve üretici zekayı teşvik eden hikaye kahramanlarının figürleri ile kuklalar (Hacivat karagöz, kel oğlan) v.s. tercih edilebilir.
9-11 yaşları arasındaSorun çözme yeteneklerini artırıcı oyunlar/oyuncaklar, (hafıza kartları, karmaşık masa üstü oyunları ve video oyunları), ince ayrıntılı hareket becerileri kazandıran oyunlar/oyuncaklar (küçük parçalı, karmaşık yap-boz oyunları, üç boyutlu model uçaklar, uzaktan kumandalı araçlar, kumaş boyama, ağaç işleme ve akvaryum bakımı) ve stratejik yeteneklere yönelik oyun ve oyuncaklar (sözcük türetme, monopol, tenis, ping-pong ve golf) bu yaş grubu için idealdir.12 yaşın üzerindeSoyut düşünme ve akıl yürütmeye yönelik oyun ve oyuncaklar (basit mikroskop ya da teleskop, kimya ya da elektronik setleri gibi) ile bağımsız yaşam becerileri kazanmaya yönelik (yürüyüş, bisiklete binme), ailecek ve grup halindeki geziler, piknikte oynanan toplu oyunlar bu yaş grubu çocukların dahil olmaktan keyif aldığı oyunlardır.
Oyun, çocuk ile oyunun ruhunun bütünleşmesini gerektirir. Oyunda çocuk kendine ait bir dünya oluşturur/hayal eder… elindeki arabası… o arabasının küçücük tekerleri… sizin göremediğiniz ama onun görüp konuştuğu arabanın içinde oturan yolcuları… arabasının yolları ve yolların kenarında yanan trafik lambaları… kırmızı ışıkta bekleyen yayaları, çocuğun dünyasında oyun sırasında harekete geçen sihirli kahramanlardır.Oyalamak mı, oynamak mı?Birçok anne baba, çocukları ile “oyun oynar gibi” yaparak çocukları ile oyun oynamaktalar.
Halbuki bir çocuğun hiç tahammül edemeyeceği şey, kendisi ile oyun oynar gibi oyun oynayan kişilerin varlığıdır. Çocuk, kendi hayal gücü ölçüsünde oyun oynadığı bölgeyi tamamen kontrol altına alır. Çocuğun o anda elinde tutuğu sadece küçük bir bebek olsa da, (kim bilir) o bebeğin görünmeyen annesi markete gitmiş onun için süt alıyordur ve yine (kim bilir) o küçük bebeğin başı ağrıyordur da doktora gitmesi gerektiği için babası beklenmektedir…
Çocuğun oynadığı oyun esnasında işte tüm bu gerçekler bilinmeden, çocuğun hayal dünyası kavranmadan, çocukla oyun oynamaya kalkmak, çocuk açısından sıkıntıdan başka bir şey oluşturmaz. Her ne kadar anne baba kendilerini kandırmak için, “Bak seninle bir saattir oyun oynuyorum” deseler de, çocuk için böylesi geçen bir saat oyun değil, “oyalamak”tır.Çocukla oyun oynamak beceri isterTüm bu gerçeklerden yola çıkarak baktığımızda diyebiliriz ki, oyun, “Çocuğun fantezi dünyasına girip, onun dünyasındaki gizli kahramanlar ile tanışmak ve onun hayal dünyasındaki kuralları öğrenerek, o kurallara tabi olmaktır.” Yoksa, çocuğun yanında bulunup, onun arabalarından birini alıp, masanın üzerinde “düüt düüt” diyerek araba sürmek çocukla oyun oynamak anlamına gelmez.
Çocukla oyun oynamanın ilk ve temel şartı, çocuğun sizi oyun oynayabilecek “kabiliyette” bulması ve sizi kendi hayal dünyasına “kabul etmesi” ile başlar. Çocuk, kurallarını kendisinin koyduğu, kahramanlarını kendisinin oluşturduğu bu özel dünyaya herkesi hemencecik kabul etmez, bu kendi anne babası da olsa…Çocuk oynadığı oyunun hükmedicisidirHer ne kadar siz çocuğun dünyasına girmiş olmaya hak kazansanız ve o liyakatle çocuğun yanında bulunuyor olsanız da, çocukla oynamanın püf noktasını ihlal ederseniz, çocuk, sizi anında o masal dünyasındaki özel bölgeden dışarı atar. Oyunun bu püf noktası, “Her çocuk kendi oyununun hükmedicisidir” kuralıdır. Siz her ne kadar anne de olsanız, baba da olsanız, anneliğiniz ve babalığınız kendi evinizin içinde geçerlidir.
Çocuğun fantezi dünyasında annelik ve babalık hükümsüzdür… orada hüküm ve kurallar çocuğa aittir. Çocukla oynamayı kabul etti iseniz, kuralları siz koymamalı, çocuğun kurallarına uymalısınız. Küçük oyuncak arabalarınızı masanın üzerinde yavaş yavaş sürerken, birden çocuğun durduğunu gördüğünüzde, kırmızı ışığın yandığını unutmamalısınız… sakın ola ki kırmızı ışık nerede diye sormayın, çocuk böylesi bir soru karşısında hayal kırıklığına uğrar…
Oyun amaçsızdırÇocuk oyuna başladığında, bir amacı yoktur… daha önce yazılmış bir senaryosu da yoktur… her şey o anda gelişir… bu durum çocuğun bir yandan hayal dünyasını olağanüstü hızla geliştirirken, diğer yandan çocuğun sorunları çözme kapasitesini de artırır. Oyun sırasında hiç beklenmedik bir sorunla karşılaşan çocuk, anlık bir karar verme ile (kendince) o sorunu çözebilme kabiliyetini de elde eder. Örneğin, küçücük araba ile hız yapan bir çocuğu durduran (hayali) trafik polisi, “Neden hız yapıyorsun” diye sorduğunda çocuğun vereceği her bir alternatif cevap, çocuğun analitik düşünme gücünün artmasına da neden olacaktır.
Oyuncak, modaya değil, çocuğa uygun olmalıdırTeknolojinin baş döndürücü gelişimi, anne babayı oyuncak seçiminde de başını döndürmektedir. Anne babalar, çoğu defa, çocuklarına oyuncak seçerken çocuğun ihtiyaçlarına göre değil, teknolojinin (bilinçaltı reklamların) büyüsü ile oyuncak tercihi yapmaktadırlar. Yada, anne babalar, kendi çocukluk yıllarında içlerinde kalan özlemlerini kendi çocuklarına aldıkları oyuncak ve hediyelerle gidermeye çalışmaktadırlar. Her iki durumda da, çocuğa uygun oyuncak değil, oyuncağa uygun çocuk yetiştirme gayreti dikkat çekmektedir.
Çocuğun zihinsel gelişimi, motorik (fizyolojik) ve duygusal gelişimini destekleyecek oyuncaklar ne yazık ki oyuncak magmalarında hiç dikkat çekmeyen yerlerde boynu bükük beklemektedir. Öyle ise, bu yazımızla birlikte hangi yaştaki çocuğun hangi oyuncak türüne ihtiyaç duyduğu ile ilgili bilileri de vererek bir sonraki yazımıza kadar müsaadenizi isteyelim…Altı aylıktan küçük bir çocukBu kategorideki bebeklere tercih edilecek oyuncaklar, çocuğun zihinsel ve motorik gelişimini hızlandıracak özellikler taşımalıdır. 6 aydan küçük çocuklar, renk, ışık ve ses veren oyuncaklarla, beş duyu organına daha çok sinyal akışı sağlanabilir.
Bu dönemde kendiliğinden hareket eden, ses ve ışık veren oyuncaklar tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra, çocuğun elini uzattığında tutabileceği (ancak ağzına tek parça olarak alamayacağı) ve kimyasal boyası bulunmayan, farklı sertlikteki oyuncaklar tercih edilerek, çocuğun dokunma ve hissetme kabiliyetini artırmayı hedef edinmelidir.İki yaşına kadarBütünü parçalara ayırmak, kutuyu doldurup boşaltmak, basit kule, köprü bina yapılabilecek yap boz oyunları çocukların zihinsel ve motorik gelişimine katkı sağlayacaktır. Yine bu yaşta, kendiliğinden hareket eden, ses ve ışık veren oyuncaklar tercih edilebilir.
Üç yaşından sonraÜç tekerlekli bisiklet çocuğun bacak kasalarının gelişimine, dikkatini bir noktada toparlamasına ve bütün vücudunu uyum içinde kullanmasına katkı sağlayacağından dolayı özellikle tercih edilmelidir. Bununla birlikte, çocuk tahta blokları kullanarak birbirinden ayrı parçalardan bir bütün oluşturmaktan büyük keyif alır. Böylesi oyunlar, çocuğun zihinsel gelişimine katkı sağladığı gibi fantezi dünyasının derinleşmesine de pozitif tesir oluşturur.
Ayrıca, kum, oyun hamuru gibi üzerinde şekil verebileceği, el becerisini kullanabileceği oyunlar da bu yaş grubu için ideal oyun gereçleri olabilir.3 – 5 yaş arasıBu yaş grubu çocuklar için, fantezi ve keşfetmeye (evcilik oyunu, okulculuk oyunları ile bebekler, mutfak ve doktorculuk oyunları), dil gelişimine destek veren oyunlar/oyuncaklar, (renkli tuşları olan piyano, müzik ve öykü kasetleri ile kuklalar gibi) ve aritmetiğe hazırlamaya yol açan oyunlar/oyuncaklar, (resim ve sayı eşleme oyunları; domino, kızma birader, takva yarışı ve sayı kartları) tercih edilebilir.
Özellikle sekiz yaşına kadar olan çocuklar oyuncak seçiminde yeterince bilinçli davranamaz ve nasıl bir oyuncağa ihtiyaç duyduğunu kavrayamazlar. Kimi zaman renklerin cazibesi, kimi zaman ses ve ışığın cazibesi çocuğu yanlış tercihe sürükleyebilir.
Sekiz yaşına kadar olan çocukların oyuncak seçiminde çocuğa sınırsız tercih imkanı sunmak yerine, anne babanın çocuğun gelişim sürecini göz önünde bulundurarak, bilinçli sınırlandırılmış oyuncak alternatiflerini çocuğa sunulmalıdır.6-8 yaşları arasındaSosyal gelişim sürecinde bulunan bu yaş grubu çocuklar için, grup halinde oynayabilecekleri oyunlar tercih edilmeli, çocuğun işbirliği kapasitesinin artışı gözlemlemelidir, (sessiz sinema, isim-eşya-bitki-hayvan, bulmaca, top oyunları –örneğin yakan top- seksek, dama, minyatür arabalar), zihinsel beceriler ve algılama becerilerini artıran oyunlar ve oyuncaklar, (minyatür maketler, yap-boz oyunları) ve üretici zekayı teşvik eden hikaye kahramanlarının figürleri ile kuklalar (Hacivat karagöz, kel oğlan) v.s. tercih edilebilir.
9-11 yaşları arasındaSorun çözme yeteneklerini artırıcı oyunlar/oyuncaklar, (hafıza kartları, karmaşık masa üstü oyunları ve video oyunları), ince ayrıntılı hareket becerileri kazandıran oyunlar/oyuncaklar (küçük parçalı, karmaşık yap-boz oyunları, üç boyutlu model uçaklar, uzaktan kumandalı araçlar, kumaş boyama, ağaç işleme ve akvaryum bakımı) ve stratejik yeteneklere yönelik oyun ve oyuncaklar (sözcük türetme, monopol, tenis, ping-pong ve golf) bu yaş grubu için idealdir.12 yaşın üzerindeSoyut düşünme ve akıl yürütmeye yönelik oyun ve oyuncaklar (basit mikroskop ya da teleskop, kimya ya da elektronik setleri gibi) ile bağımsız yaşam becerileri kazanmaya yönelik (yürüyüş, bisiklete binme), ailecek ve grup halindeki geziler, piknikte oynanan toplu oyunlar bu yaş grubu çocukların dahil olmaktan keyif aldığı oyunlardır.
kaynak: Sevgili arkadaşım Gülseren Burçak Türk'ün Facebook sayfası Miniklere oyun ve Aktiviteler,çok güzel bilgilere bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder